KONUŞMACILAR BAZEN İSTEDİKLERİNİ SÖYLÜYORLAR AMA KONUŞAMIYORLAR!
İyi bir retorik için bazı önemli noktalara değinmek istiyorum. Önce konuşmanızla hangi hedeflere ulaşmak istiyorsunuz? Kısa ve etkileyici cümlelerinizi seçerken hedefinizi devamlı göz önünde bulundurmanız gerekiyor. Konuşmada başarı dinleyicilerle iyi bir diyalog kurmaktan geçiyor. Arada bir dinleyicilerinize soru sormalısınız, bu onların hoşuna gidebilir… Konu ile özdeşleşmek bunu jest ve mimiklerle ifade etmek etkileyici olacaktır. Negatif bir ifade söz konusu olsa bile kelimeleriniz pozitif seçilmiş olmalıdır. Böyle durumlarda gelecekteki vizyonu düzeltmek için arzularınızı ve önerilerinizi dile getirebilirsiniz. Geniş bir sözcük yelpazesi kullanmalısınız. Kuru konferanslar dinlemeyi güçleştiriyor.
İşte siz konuşmacılar için 7 altın kural!
- Başlangıçta dikkat çekmek;
Konuşmanıza bir anekdot veya bir espri ile başlayın ve susun. Dinleyiciler genelde konuşmanızın başlangıç ve son noktasına dikkat ederler.
Sonra konuşmanızın dinleyicilerin hayatını nasıl etkileyeceğini belirtin.
- İzleyicilerin konuya konsantre olmasını sağlayın. Sunumunuz varsa onları düşünmeye odaklamalısınız. Mantık sırası uyumlu, mümkün olduğu kadar kısa sunum yapmalısınız. Bir satırda en fazla 4 sözcük, bir folyoda ise en fazla 6 satır bulunmalıdır.
- Düz cümle kurun. Karmaşık cümleler kurmaktan kaçının. Önemli bulduğunuz sözleri tekrarlayın. Bu dinleyicilerin dikkatini yükseltebilir.
- Doğru sözcüğü vurgulamak.
Bazı konuşmacılar kelimeleri vurguluyorlar. Bu yanlıştır. Etken yüklemlerin vurgulanması beyni daha güçlü uyarır ve dinleme heyecanını artırır. Mesleki kavramlar, yabancı sözcükler ör. İngilizce kavramlar mümkün olduğu kadar az kullanılmalıdır. Bu kural animasyon ve grafikler için de geçerlidir.
- Serbest konuşun, okumayın.
Folyoları veya ekranda çıkan yazıları okumayınız. Birincisi burada dinleyicilerin zekasını incitmiş olursunuz, ikincisi yazılı metinler konferansınızda dikkati saptırabilir. Folyoda doğru argümanlar nokta halinde kısa sözcüklerle belirtilmelidir.
Her nokta ise serbest konuşma ile açıklanmalıdır.
- Toplulukla iletişim kurabilmek.
Psikolojik araştırmalara göre konuşmacının dinleyiciler ile göz teması kurması etkili
oluyor. Gözlerinizi bütün başların üzerinde devamlı gezdirin, topluluğun odaklandığı noktayı bulun, orada bakışlarınızı sabitleyebilirsiniz. Korkmayın bu şaşırtmacalı göz manevranız kimsenin dikkatini çekmeyecektir.
- Bitirme noktanızı kısa ve anlamlı bir cümle ile koyunuz!
Aşağıdaki egzersizler konuşmanızda rahatlık sağlayacaktır:
Bir sözcük getirin aklınıza ve anlamdaş sözcükleri bulmaya çalışın, bu sözcüğü çağrıştıran başka sözcükleri de sıralayabilirsiniz. Evde konuşma egzersizleri yapmanız faydalı olacaktır. Sakin bir ortamda bir konu hakkında konuşmaya ve zihninizde mantıklı düşünceler şekillendirmeye çalışın.
Küçük kağıtlara sevmediğiniz birkaç soruyu yazın ve her gün bir tanesine daha düzelmiş bir retorik ile cevap verin. Atasözleri, deyimler önemli anekdotlar gibi retorik malzemelerini iyi kullanmalısınız. Bu tür kullanımları otomatikleştirebilirsiniz. Negatif bir şey söylemek isteseniz bile bunu pozitif ifadeye dönüştürmelisiniz. Bir konu seçiniz ve bu konu üzerinde 5 dakika konuşunuz ve bu arada kendinizi video kameraya kaydediniz. Retorik kurallarına uyup uymadığınızı bu şekilde kontrol edebilirsiniz.
Retorik ve Beden Dili
Retorik sözel değil aynı zamanda sözsüz bir iletişimdir.
Sözlerinizi mimik ve jestlerle güçlendirebilir ya da anlamsızlaştırabilirsiniz. Bazı uzmanlar retoriği adeta beden dilinin satışı olarak görüyorlar. Başkalarını etkileyebilmeniz için %7 teknik bilgiye, % 30 sese ve % 55 beden diline ihtiyacınız var. Beden dilinin serbest ve doğal olması gerekiyor.
Konuşurken masa veya sandalye arkasına kramp girmiş gibi sabit yaslanmaktan kaçının. Sağa ve sola da yaslanmadan dik durun. Jestleriniz bel hizasında veya yukarıda olmalı ama başınıza çıkmamalıdır, çünkü o zaman jestler inandırıcı olmuyor. Aynı zamanda da ellerinizin ceplerinizde olmaması gerekiyor.
Başarılı bir konferansın akışında duruş çok önemli bir yer tutuyor. Serbest ve de rahat bir konuşma duruşu güven hissi veriyor. En iyisi masadan uzaklaşarak serbest dolaşabilmek. Burada duruşta ağırlık her iki bacağa da eşit dağılmış olmalıdır. Kürsüde sallanmak konsantrasyonu dağıtır ve güvensizlik yaratır. Dinleyiciler ile doğrudan doğruya kurulacak göz teması özgüven belirtisidir. Yarı kapalı gözlerle konuşmak sıkılmak veya izleyenlere değer vermemek gibi bir imajı yansıtabilir. Gözleriniz açık, uyanık ve canlı olmalıdır.
Görüldüğü gibi konuşma yalnız sözel değil aynı zamanda sessiz bir iletişimdir.
Başarılı konuşmanın sırrı ses ve sessizliğin becerikli birlikteliğinde gizlidir.